Ayrılıklar Hep Aynı
“Seni asla bırakmayacağım, sen beni bırakana kadar…” diyordun, benimse içimden buna inanmak gelmiyordu. Bir paradoks gibiydi bu söylediğin. Bir “Asla” ve bir “Koşul” aynı cümlede. Ayrıca beni bırakmayıp da, beni sevmeyi bırakacağını nereden bilebilirdim ki? Bu cümleyi benden de beklediğini biliyordum ama bu tek kişilik bir düşünceydi. Bu düşüncede ben sadece bir koşuldum. Herkes koşulları gözden geçirir ve sonuçta ya kendini kandırır ya da gerekenleri yapar. Ama sadece gerçekler iyileştirir. Bir yerde aşkın bir tür hastalık olduğunu okumuştum. Eğer aşk bir kendini kandırma haliyse bu çok mantıklı geliyor şimdi.
Öyle güzel kadındın ki! İlk kez saçların değmişti tenime. Uzun, ince telli, kimi zaman koyu kestane, güneşte kızıla çalan davetkar saçların. Düşününce ne çok öpüp, koklamıştım onları. Sonra ne olduğunu hatırlıyor musun? Tek hatırladığım korktuğum ve senin korkuların ve korkularımız yüzünden yaşayamadıklarımız. Ben yaşadıklarımızdan çok yaşayamadıklarımızı hatırlıyorum biliyor musun? Birbirimizi bırakmadık ama neleri bıraktık zamanla…
Suçlu aramaktan çözüm bulmayı unutmuştuk. Ayrıca suçluyu bulsak da ne olabilirdi ki? İki kişilik bir ilişkide birisini tek başına cezalandırmak mümkünmüydü? İlişkinin ne anlama geldiğini unuttuk. Kendimce yaşadığım davranış ve ilkelerimin anlaşılacağını sanıp yanıldım. Oysa çok da konuşkan birisiydim bir zamanlar…Nelerden bahsedirdik hatırlıyor musun? Eski sevgililer, eski eşler, eski hüzünler, eski mutluluklar.. eski eski eski….Yenilere yer kalmadı hayatımızda. Yeni bir ilişki de bile ne çok eski şey vardı.
Hayatta insana en çok acı veren şeydir “zaman”. Söylendiği gibi ilaç değildir, hiçbirşey yapmadan beklemek zamanı. İlişki demek; birisinin “zamanını istemek” demektir. Yani onun geçmişine ve geleceğine öylece ortak olmaktır. Ondan umutlarını, inançlarını, sorunlarını ve düşüncelerini paylaşmasını beklemektir. Biz ne kadarını paylaştık? Zamanımız çok dedik ihmal ettik, zamanımız az dedik hızlı tükettik. Yokmuydu bunun bir ortası.? Elbette vardı ama biz birbirimizi hiç beklemedik!
Böyle olmasını ikimiz de istemedik, ama oldu mu? Acaba istedik de farkına mı varamadık. Bir yerde bir zaman bunu istemiş olmamız gerekiyor. Belki aynı anda değil ama farklı zamanlarda mutlaka istedik. Bilirsin “Keşke”lerden nefret ederim ama keşke o zaman bitebilseydi bu ilişki demek istiyorum. Yıpranmak ve yıpratmak hiç hesapta yoktu.
Sevgimiz için savaştık mı biz? Bir paradoks daha! “Savaş” ve “Sevgi” aynı cümlede. Sen beni sevmek için mi savaştın? Ya da benim seni sevmem için mi? Nedir bu savaş? Savaşların galibi olmaz derler. Herkes biraz kaybeder, belki birisi biraz daha az. O zaman ne için savaştık biz? Sıgarayı bırakmak gibi alışkanlıklarımızı bırakmamak için mi? Ya da kendimize başarısız olduğumuzu itiraf edemediğimiz gerçeği mi?. İlişkide başarmak demek mutlu olmak mıydı yoksa sadece ilişkiyi sürdürmek mi? Eger mutlu olmaksa amaç, biz son bir yılı boşa geçirdik.
“Ayrılıklar hep aynı”. Artık birlikte koşamayan, farklı yönlere koşan koşucular gibiydik. Ama yanımızda yanyana koşacak başka birileri mutlaka olacaktır. O zaman asıl mutluluk buymuş diyeceksin. Hatta yine söz vereceksin ayrılmayacağına. Ama bu yine ayrılacağın anlamına gelmez. Belki bu sefer olacaktır, kim bilebilir! Belki bu sefer hersey farklı olur.
“Ayrılıklar hep aynı” ama başlangıçlar herzaman değişik olur.
belki bu sefer herşey farklı olur….